Rûhu'l-beyân” sahibi Ismâ‘îl Hakkî Bursevî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri'nin beyanı vechile;
“Mürsidü'l-müteehhilîn” isimli eserde Kutbüddîn Iznîkî (Rahimehullâh) söyle demistir:
“Bir koca, esine evvelâ Ehl-i Sünnet îtikadını telkin edip (asılayıp) onu bidat ehlinin inançlarından
 kurtardıktan sonra, ilk is olarak ona farzları yerine getirecegi kadar temizlik, hayız ve namaz hükümlerini
 ögretmelidir. Kendisi bilmiyorsa sorup ögrenerek, aldıgı cevapları hanımına nakletmelidir.
 Kocası bu vazifeyi yerine getirmeyen bir kadının, bu hükümleri ögrenmek için mutlaka evden
 çıkarak ilmihâl ögrenmeye gitmesi lâzımdır ve bu hususta kocasının izni ve rızası sart degildir. Ancak,
 kocası tarafından kendisine ilmihâli ögretilmis bir kadının, kocasının rızası olmadan ilmihâl dısındaki
 ilimlerden birini ögrenmeye veya zikir meclisine gitmesi câiz degildir.
 Dîn-i Mübîn-i Islâm'ın hükümlerinden, kadının mesul oldugu bir tek hükmü bile esine ögretmeyen
 veya onu ögrenmekten engelleyen bir koca onun günahına ortak olur. Nitekim bir hadîs-i serifte
 Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Kıyamet gününde insanların azap cihetinden en siddetli
 olanı, ehlini (esini ve çoluk çocugunu) cahil bırakandır' buyurmustur.” (Ismâ‘îl Hakkî, Rûhu'l-beyân
 2/184)
 Bu vesileyle siz okurlarıma sunu taahhüd edebilirim ki; bu kadın ilmihali, Müslüman bir kadının
 bilip amel etmesi farz olan konuları beyan etmektedir. Dolayısıyla esine ve çoluk çocuguna bu eseri
 düzgün bir sekilde ögreten kisiler önemli bir vazife îfa etmis olacaklardır.
Rûhu'l-beyân” sahibi Ismâ‘îl Hakkî Bursevî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri'nin beyanı vechile;
“Mürsidü'l-müteehhilîn” isimli eserde Kutbüddîn Iznîkî (Rahimehullâh) söyle demistir:
“Bir koca, esine evvelâ Ehl-i Sünnet îtikadını telkin edip (asılayıp) onu bidat ehlinin inançlarından
 kurtardıktan sonra, ilk is olarak ona farzları yerine getirecegi kadar temizlik, hayız ve namaz hükümlerini
 ögretmelidir. Kendisi bilmiyorsa sorup ögrenerek, aldıgı cevapları hanımına nakletmelidir.
 Kocası bu vazifeyi yerine getirmeyen bir kadının, bu hükümleri ögrenmek için mutlaka evden
 çıkarak ilmihâl ögrenmeye gitmesi lâzımdır ve bu hususta kocasının izni ve rızası sart degildir. Ancak,
 kocası tarafından kendisine ilmihâli ögretilmis bir kadının, kocasının rızası olmadan ilmihâl dısındaki
 ilimlerden birini ögrenmeye veya zikir meclisine gitmesi câiz degildir.
 Dîn-i Mübîn-i Islâm'ın hükümlerinden, kadının mesul oldugu bir tek hükmü bile esine ögretmeyen
 veya onu ögrenmekten engelleyen bir koca onun günahına ortak olur. Nitekim bir hadîs-i serifte
 Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Kıyamet gününde insanların azap cihetinden en siddetli
 olanı, ehlini (esini ve çoluk çocugunu) cahil bırakandır' buyurmustur.” (Ismâ‘îl Hakkî, Rûhu'l-beyân
 2/184)
 Bu vesileyle siz okurlarıma sunu taahhüd edebilirim ki; bu kadın ilmihali, Müslüman bir kadının
 bilip amel etmesi farz olan konuları beyan etmektedir. Dolayısıyla esine ve çoluk çocuguna bu eseri
 düzgün bir sekilde ögreten kisiler önemli bir vazife îfa etmis olacaklardır.