9786255695352
478524
https://www.kitap.nl/sanat-ve-anlam.htm
Sanat ve Anlam
19.60
“Mu¨min için hayatın ötesinde veya dışında soyut bir felsefe, etik veya estetik anlayışı yoktur. İslâm'da her şeyin ilmi, o şeyin zihinde, dilde speku¨le etmekle yetinileceği anlamına gelmez. Tefekku¨r bu yu¨zden bu¨yu¨k bir ibâdettir. Çu¨nku¨ insanı kendini aşmaya, kendine dışarıdan bakmaya, Yaradan'ın muradını her şeyde ve işte görmeye sevk eder. Bu bir dengedir.”
Savaş Ş. Barkçin dergilerde yazdığı yazılardan ve sunduğu tebliğlerden oluşan bu kitabında; yazar, sanatta ahlâk, edeb, doğruluk, güzellik ve usûl gibi birçok kavrama değinerek, sanatın özünün tevhid olduğunu, sanatın tevhidden ayrı düşünülemeyeceğini, müminin nerede olursa olsun, hikmeti, güzeli ve doğruyu aramasının gerekliliğini vurguluyor. Barkçin'e göre sanat sadece estetik bir ifade biçimi değildir, insanın Rabbini, kendini ve medeniyetini tanıma çabasıdır. Bu yüzden sanatın dinden ve ahlâktan ayrı olması düşünülemez.
Bu kitap, bizi mûsikîyle, mimariyle, şiirle, edeble, aşk ve ahlâkla şekillenen bir dünyanın izini sürmeye davet ederek, Batı'ya değil, kendi özümüze dönmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Eğitim derken terbiyeyi, kültür derken irfanı, sanat derken aşkı kaybettiğimiz bir çağda; bizi yeniden düşünmeye, kendi medeniyetimize çağırıyor.
Savaş Ş. Barkçin dergilerde yazdığı yazılardan ve sunduğu tebliğlerden oluşan bu kitabında; yazar, sanatta ahlâk, edeb, doğruluk, güzellik ve usûl gibi birçok kavrama değinerek, sanatın özünün tevhid olduğunu, sanatın tevhidden ayrı düşünülemeyeceğini, müminin nerede olursa olsun, hikmeti, güzeli ve doğruyu aramasının gerekliliğini vurguluyor. Barkçin'e göre sanat sadece estetik bir ifade biçimi değildir, insanın Rabbini, kendini ve medeniyetini tanıma çabasıdır. Bu yüzden sanatın dinden ve ahlâktan ayrı olması düşünülemez.
Bu kitap, bizi mûsikîyle, mimariyle, şiirle, edeble, aşk ve ahlâkla şekillenen bir dünyanın izini sürmeye davet ederek, Batı'ya değil, kendi özümüze dönmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Eğitim derken terbiyeyi, kültür derken irfanı, sanat derken aşkı kaybettiğimiz bir çağda; bizi yeniden düşünmeye, kendi medeniyetimize çağırıyor.
“Mu¨min için hayatın ötesinde veya dışında soyut bir felsefe, etik veya estetik anlayışı yoktur. İslâm'da her şeyin ilmi, o şeyin zihinde, dilde speku¨le etmekle yetinileceği anlamına gelmez. Tefekku¨r bu yu¨zden bu¨yu¨k bir ibâdettir. Çu¨nku¨ insanı kendini aşmaya, kendine dışarıdan bakmaya, Yaradan'ın muradını her şeyde ve işte görmeye sevk eder. Bu bir dengedir.”
Savaş Ş. Barkçin dergilerde yazdığı yazılardan ve sunduğu tebliğlerden oluşan bu kitabında; yazar, sanatta ahlâk, edeb, doğruluk, güzellik ve usûl gibi birçok kavrama değinerek, sanatın özünün tevhid olduğunu, sanatın tevhidden ayrı düşünülemeyeceğini, müminin nerede olursa olsun, hikmeti, güzeli ve doğruyu aramasının gerekliliğini vurguluyor. Barkçin'e göre sanat sadece estetik bir ifade biçimi değildir, insanın Rabbini, kendini ve medeniyetini tanıma çabasıdır. Bu yüzden sanatın dinden ve ahlâktan ayrı olması düşünülemez.
Bu kitap, bizi mûsikîyle, mimariyle, şiirle, edeble, aşk ve ahlâkla şekillenen bir dünyanın izini sürmeye davet ederek, Batı'ya değil, kendi özümüze dönmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Eğitim derken terbiyeyi, kültür derken irfanı, sanat derken aşkı kaybettiğimiz bir çağda; bizi yeniden düşünmeye, kendi medeniyetimize çağırıyor.
Savaş Ş. Barkçin dergilerde yazdığı yazılardan ve sunduğu tebliğlerden oluşan bu kitabında; yazar, sanatta ahlâk, edeb, doğruluk, güzellik ve usûl gibi birçok kavrama değinerek, sanatın özünün tevhid olduğunu, sanatın tevhidden ayrı düşünülemeyeceğini, müminin nerede olursa olsun, hikmeti, güzeli ve doğruyu aramasının gerekliliğini vurguluyor. Barkçin'e göre sanat sadece estetik bir ifade biçimi değildir, insanın Rabbini, kendini ve medeniyetini tanıma çabasıdır. Bu yüzden sanatın dinden ve ahlâktan ayrı olması düşünülemez.
Bu kitap, bizi mûsikîyle, mimariyle, şiirle, edeble, aşk ve ahlâkla şekillenen bir dünyanın izini sürmeye davet ederek, Batı'ya değil, kendi özümüze dönmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Eğitim derken terbiyeyi, kültür derken irfanı, sanat derken aşkı kaybettiğimiz bir çağda; bizi yeniden düşünmeye, kendi medeniyetimize çağırıyor.