9786257101394
477549
https://www.kitap.nl/dunya-hakkinda-kucuk-ve-buyuk-sorular.htm
Dünya Hakkında Küçük ve Büyük Sorular
9.60
DÜNYA HAKKINDA KÜÇÜK VE BÜYÜK SORULAR
Phil ve Sophie
Ina Schmidt
Felsefe soruya gönül vermekle başlar.
Phil ve Sophie, merakın pusulasını ellerine alıp hayatın büyük sorularına doğru yola çıkan iki yakın arkadaştır. Hemen her gün ziyaret ettikleri huş ağacı onlar için sadece bir ağaç değil; düşüncenin serbestçe dolaştığı, soruların filizlendiği bir felsefe durağıdır. Orada zamanın izini sürerken, mutluluğun haritasını çizerken ya da bir düşüncenin dünyayı nasıl değiştirebileceğini tartarken, aslında her çocukta saklı duran o düşünür uyanır. Çünkü sormak, var olmanın ilk işaretidir. Bu metin, soruları sarıp sarmalayan bir dünyanın kapısını aralıyor. Her kapının ardında, merakla bakan gözler için yeni bir anlam yatıyor.
Schmidt'in yalın ama derin anlatımı, felsefeyi ulaşılmaz bir kule olmaktan çıkarıp gündelik yaşantının içine yerleştiriyor. Her soru bir adım, her sayfa bir keşif. Düşünen, soran, birlikte anlam arayan ve düşüncenin gölgesinde serinlemek isteyen herkes için zamansız bir yolculuk.
***
Meraklıysan ve dünya hakkında çesitli sorular soruyorsan sen de felsefe yapıyorsun demektir.
Phil ve Sophie'nin en sevdiği şey soru sormak. Hem de bol bol! Hele bir de en sevdikleri yer olan büyük huş ağacının altındalarsa… Ne zaman önemli bir konu konuşmak, kafalarındaki düşünceleri serbest bırakmak ya da sorulara cevap aramak isteseler, hep orada buluşurlar. Bazen de doğru soruyu aramak için gelirler…
Zaman nasıl geçer?
Düşünceler nereden gelir?
Mutluluk bulunabilir mi?
Birinin arkadaşımız olduğunu nasıl anlarız?
Adalet nedir?
Felsefi sorulara minicik bir başlangıç.
Tema: Kim olduğumuz
Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: Hayal gücü, Gizem, Evren, Felsefe, Filozoflar, Olumlu düşünme, Düşünceler, Denge, Arkadaşlık, İLETİŞİM VE SOSYAL İLİŞKİLER, Kabul, Kendini tanıma, KENDİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ, Adalet, Büyümek, Cesaret, Zaman, Evimiz, Özellikler, Gözlem, Anda kalmak, Keşif, Duygu yönetimi, DUYGULARIMI TANIYORUM, Etkileşim
Tutum ve Değerler: Merak, Yaratıcılık, Bakış açısı, Değer bilme, Dostluk, Saygı, Sevgi
Profil Öğeleri: Sorgulayan, Düşünen, Dönüşümlü düşünen
10+ / 4-5-6. Sınıf
KİTAPTAN
Yuva dediğin, insanın içinin ısındığı yerdir ama bazen insanlar da bize yuva sıcaklığı verebilir. Phil ve Sophie düşünür: Yuva sadece sahip olunan bir şey midir, yoksa o “yuva hissi”ni yanımızda taşıyabilir miyiz; örneğin taşındığımızda? Biraz şanslıysak belki de dünyanın dört bir yanında kendimize ait köşeler edinebiliriz.
Yine de her şeyin başladığı o ilk yer, özel kalır...
NEREDE GERÇEKTEN EVİMDE GİBİYİM?
Phil ve Sophie kış için minik kirpilere sığınak yapmakla meşgulken, Phil birden sorar: “Duydun mu, Paul yakında şehrin ta öbür ucuna taşınıyormuş.”
“Gerçekten mi? O zaman başka bir okula gidecek, değil mi? Kendimi birdenbire bambaşka bir yerde bulmak ve her gün daha önce hiç tanışmadığım insanlarla karşılaşmak garip olurdu” der Sophie.
“Tabii, hâlâ buluşup bir şeyler yapabiliriz, çok da uzaklara gitmeyecek. Ama artık öylece yanına gidip futbol oynamak isteyip istemediğini soramayacağız. Garip, İngiltere'den buraya taşındığımızda nasıl hissettiğimi hatırlamıyorum bile. Sanırım insan küçükken her şey daha farklı oluyor” der Phil.
“Evet, belki de haklısın. Küçükken her şey zaten çok yeni oluyor. Yine de kendini gerçekten evinde hissettikten sonra başka bir yere taşınmak garipsenir herhalde” der Sophie, büyük bir dalı çalının arkasından çekmeye çalışır.
“Sonra birdenbire başka insanlar aynı evde yaşamaya başlar ve orayı ‘evleri' olarak görürler. Belki de bir gün başka bir çocuk Paul'un odasında yaşayacak ve oradan ‘kendi odası' olarak bahsedecek. Garip, değil mi? Ama insan belki de düşündüğümüzden daha hızlı alışır bu tür şeylere” der Sophie.
“Şu anda yeni bir eve alışmayı gerçekten hayal edemiyorum” der Phil emin bir şekilde. “Bir evi öylece değiştiremezsin. Yeni bir ev kurmak, sanki bir kazak örmek ya da bir masa yapmak gibi bir şey değil.” Phil, Sophie'nin dalı diğerlerinin yanına koymasına yardım ede
Phil ve Sophie
Ina Schmidt
Felsefe soruya gönül vermekle başlar.
Phil ve Sophie, merakın pusulasını ellerine alıp hayatın büyük sorularına doğru yola çıkan iki yakın arkadaştır. Hemen her gün ziyaret ettikleri huş ağacı onlar için sadece bir ağaç değil; düşüncenin serbestçe dolaştığı, soruların filizlendiği bir felsefe durağıdır. Orada zamanın izini sürerken, mutluluğun haritasını çizerken ya da bir düşüncenin dünyayı nasıl değiştirebileceğini tartarken, aslında her çocukta saklı duran o düşünür uyanır. Çünkü sormak, var olmanın ilk işaretidir. Bu metin, soruları sarıp sarmalayan bir dünyanın kapısını aralıyor. Her kapının ardında, merakla bakan gözler için yeni bir anlam yatıyor.
Schmidt'in yalın ama derin anlatımı, felsefeyi ulaşılmaz bir kule olmaktan çıkarıp gündelik yaşantının içine yerleştiriyor. Her soru bir adım, her sayfa bir keşif. Düşünen, soran, birlikte anlam arayan ve düşüncenin gölgesinde serinlemek isteyen herkes için zamansız bir yolculuk.
***
Meraklıysan ve dünya hakkında çesitli sorular soruyorsan sen de felsefe yapıyorsun demektir.
Phil ve Sophie'nin en sevdiği şey soru sormak. Hem de bol bol! Hele bir de en sevdikleri yer olan büyük huş ağacının altındalarsa… Ne zaman önemli bir konu konuşmak, kafalarındaki düşünceleri serbest bırakmak ya da sorulara cevap aramak isteseler, hep orada buluşurlar. Bazen de doğru soruyu aramak için gelirler…
Zaman nasıl geçer?
Düşünceler nereden gelir?
Mutluluk bulunabilir mi?
Birinin arkadaşımız olduğunu nasıl anlarız?
Adalet nedir?
Felsefi sorulara minicik bir başlangıç.
Tema: Kim olduğumuz
Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: Hayal gücü, Gizem, Evren, Felsefe, Filozoflar, Olumlu düşünme, Düşünceler, Denge, Arkadaşlık, İLETİŞİM VE SOSYAL İLİŞKİLER, Kabul, Kendini tanıma, KENDİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ, Adalet, Büyümek, Cesaret, Zaman, Evimiz, Özellikler, Gözlem, Anda kalmak, Keşif, Duygu yönetimi, DUYGULARIMI TANIYORUM, Etkileşim
Tutum ve Değerler: Merak, Yaratıcılık, Bakış açısı, Değer bilme, Dostluk, Saygı, Sevgi
Profil Öğeleri: Sorgulayan, Düşünen, Dönüşümlü düşünen
10+ / 4-5-6. Sınıf
KİTAPTAN
Yuva dediğin, insanın içinin ısındığı yerdir ama bazen insanlar da bize yuva sıcaklığı verebilir. Phil ve Sophie düşünür: Yuva sadece sahip olunan bir şey midir, yoksa o “yuva hissi”ni yanımızda taşıyabilir miyiz; örneğin taşındığımızda? Biraz şanslıysak belki de dünyanın dört bir yanında kendimize ait köşeler edinebiliriz.
Yine de her şeyin başladığı o ilk yer, özel kalır...
NEREDE GERÇEKTEN EVİMDE GİBİYİM?
Phil ve Sophie kış için minik kirpilere sığınak yapmakla meşgulken, Phil birden sorar: “Duydun mu, Paul yakında şehrin ta öbür ucuna taşınıyormuş.”
“Gerçekten mi? O zaman başka bir okula gidecek, değil mi? Kendimi birdenbire bambaşka bir yerde bulmak ve her gün daha önce hiç tanışmadığım insanlarla karşılaşmak garip olurdu” der Sophie.
“Tabii, hâlâ buluşup bir şeyler yapabiliriz, çok da uzaklara gitmeyecek. Ama artık öylece yanına gidip futbol oynamak isteyip istemediğini soramayacağız. Garip, İngiltere'den buraya taşındığımızda nasıl hissettiğimi hatırlamıyorum bile. Sanırım insan küçükken her şey daha farklı oluyor” der Phil.
“Evet, belki de haklısın. Küçükken her şey zaten çok yeni oluyor. Yine de kendini gerçekten evinde hissettikten sonra başka bir yere taşınmak garipsenir herhalde” der Sophie, büyük bir dalı çalının arkasından çekmeye çalışır.
“Sonra birdenbire başka insanlar aynı evde yaşamaya başlar ve orayı ‘evleri' olarak görürler. Belki de bir gün başka bir çocuk Paul'un odasında yaşayacak ve oradan ‘kendi odası' olarak bahsedecek. Garip, değil mi? Ama insan belki de düşündüğümüzden daha hızlı alışır bu tür şeylere” der Sophie.
“Şu anda yeni bir eve alışmayı gerçekten hayal edemiyorum” der Phil emin bir şekilde. “Bir evi öylece değiştiremezsin. Yeni bir ev kurmak, sanki bir kazak örmek ya da bir masa yapmak gibi bir şey değil.” Phil, Sophie'nin dalı diğerlerinin yanına koymasına yardım ede
DÜNYA HAKKINDA KÜÇÜK VE BÜYÜK SORULAR
Phil ve Sophie
Ina Schmidt
Felsefe soruya gönül vermekle başlar.
Phil ve Sophie, merakın pusulasını ellerine alıp hayatın büyük sorularına doğru yola çıkan iki yakın arkadaştır. Hemen her gün ziyaret ettikleri huş ağacı onlar için sadece bir ağaç değil; düşüncenin serbestçe dolaştığı, soruların filizlendiği bir felsefe durağıdır. Orada zamanın izini sürerken, mutluluğun haritasını çizerken ya da bir düşüncenin dünyayı nasıl değiştirebileceğini tartarken, aslında her çocukta saklı duran o düşünür uyanır. Çünkü sormak, var olmanın ilk işaretidir. Bu metin, soruları sarıp sarmalayan bir dünyanın kapısını aralıyor. Her kapının ardında, merakla bakan gözler için yeni bir anlam yatıyor.
Schmidt'in yalın ama derin anlatımı, felsefeyi ulaşılmaz bir kule olmaktan çıkarıp gündelik yaşantının içine yerleştiriyor. Her soru bir adım, her sayfa bir keşif. Düşünen, soran, birlikte anlam arayan ve düşüncenin gölgesinde serinlemek isteyen herkes için zamansız bir yolculuk.
***
Meraklıysan ve dünya hakkında çesitli sorular soruyorsan sen de felsefe yapıyorsun demektir.
Phil ve Sophie'nin en sevdiği şey soru sormak. Hem de bol bol! Hele bir de en sevdikleri yer olan büyük huş ağacının altındalarsa… Ne zaman önemli bir konu konuşmak, kafalarındaki düşünceleri serbest bırakmak ya da sorulara cevap aramak isteseler, hep orada buluşurlar. Bazen de doğru soruyu aramak için gelirler…
Zaman nasıl geçer?
Düşünceler nereden gelir?
Mutluluk bulunabilir mi?
Birinin arkadaşımız olduğunu nasıl anlarız?
Adalet nedir?
Felsefi sorulara minicik bir başlangıç.
Tema: Kim olduğumuz
Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: Hayal gücü, Gizem, Evren, Felsefe, Filozoflar, Olumlu düşünme, Düşünceler, Denge, Arkadaşlık, İLETİŞİM VE SOSYAL İLİŞKİLER, Kabul, Kendini tanıma, KENDİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ, Adalet, Büyümek, Cesaret, Zaman, Evimiz, Özellikler, Gözlem, Anda kalmak, Keşif, Duygu yönetimi, DUYGULARIMI TANIYORUM, Etkileşim
Tutum ve Değerler: Merak, Yaratıcılık, Bakış açısı, Değer bilme, Dostluk, Saygı, Sevgi
Profil Öğeleri: Sorgulayan, Düşünen, Dönüşümlü düşünen
10+ / 4-5-6. Sınıf
KİTAPTAN
Yuva dediğin, insanın içinin ısındığı yerdir ama bazen insanlar da bize yuva sıcaklığı verebilir. Phil ve Sophie düşünür: Yuva sadece sahip olunan bir şey midir, yoksa o “yuva hissi”ni yanımızda taşıyabilir miyiz; örneğin taşındığımızda? Biraz şanslıysak belki de dünyanın dört bir yanında kendimize ait köşeler edinebiliriz.
Yine de her şeyin başladığı o ilk yer, özel kalır...
NEREDE GERÇEKTEN EVİMDE GİBİYİM?
Phil ve Sophie kış için minik kirpilere sığınak yapmakla meşgulken, Phil birden sorar: “Duydun mu, Paul yakında şehrin ta öbür ucuna taşınıyormuş.”
“Gerçekten mi? O zaman başka bir okula gidecek, değil mi? Kendimi birdenbire bambaşka bir yerde bulmak ve her gün daha önce hiç tanışmadığım insanlarla karşılaşmak garip olurdu” der Sophie.
“Tabii, hâlâ buluşup bir şeyler yapabiliriz, çok da uzaklara gitmeyecek. Ama artık öylece yanına gidip futbol oynamak isteyip istemediğini soramayacağız. Garip, İngiltere'den buraya taşındığımızda nasıl hissettiğimi hatırlamıyorum bile. Sanırım insan küçükken her şey daha farklı oluyor” der Phil.
“Evet, belki de haklısın. Küçükken her şey zaten çok yeni oluyor. Yine de kendini gerçekten evinde hissettikten sonra başka bir yere taşınmak garipsenir herhalde” der Sophie, büyük bir dalı çalının arkasından çekmeye çalışır.
“Sonra birdenbire başka insanlar aynı evde yaşamaya başlar ve orayı ‘evleri' olarak görürler. Belki de bir gün başka bir çocuk Paul'un odasında yaşayacak ve oradan ‘kendi odası' olarak bahsedecek. Garip, değil mi? Ama insan belki de düşündüğümüzden daha hızlı alışır bu tür şeylere” der Sophie.
“Şu anda yeni bir eve alışmayı gerçekten hayal edemiyorum” der Phil emin bir şekilde. “Bir evi öylece değiştiremezsin. Yeni bir ev kurmak, sanki bir kazak örmek ya da bir masa yapmak gibi bir şey değil.” Phil, Sophie'nin dalı diğerlerinin yanına koymasına yardım ede
Phil ve Sophie
Ina Schmidt
Felsefe soruya gönül vermekle başlar.
Phil ve Sophie, merakın pusulasını ellerine alıp hayatın büyük sorularına doğru yola çıkan iki yakın arkadaştır. Hemen her gün ziyaret ettikleri huş ağacı onlar için sadece bir ağaç değil; düşüncenin serbestçe dolaştığı, soruların filizlendiği bir felsefe durağıdır. Orada zamanın izini sürerken, mutluluğun haritasını çizerken ya da bir düşüncenin dünyayı nasıl değiştirebileceğini tartarken, aslında her çocukta saklı duran o düşünür uyanır. Çünkü sormak, var olmanın ilk işaretidir. Bu metin, soruları sarıp sarmalayan bir dünyanın kapısını aralıyor. Her kapının ardında, merakla bakan gözler için yeni bir anlam yatıyor.
Schmidt'in yalın ama derin anlatımı, felsefeyi ulaşılmaz bir kule olmaktan çıkarıp gündelik yaşantının içine yerleştiriyor. Her soru bir adım, her sayfa bir keşif. Düşünen, soran, birlikte anlam arayan ve düşüncenin gölgesinde serinlemek isteyen herkes için zamansız bir yolculuk.
***
Meraklıysan ve dünya hakkında çesitli sorular soruyorsan sen de felsefe yapıyorsun demektir.
Phil ve Sophie'nin en sevdiği şey soru sormak. Hem de bol bol! Hele bir de en sevdikleri yer olan büyük huş ağacının altındalarsa… Ne zaman önemli bir konu konuşmak, kafalarındaki düşünceleri serbest bırakmak ya da sorulara cevap aramak isteseler, hep orada buluşurlar. Bazen de doğru soruyu aramak için gelirler…
Zaman nasıl geçer?
Düşünceler nereden gelir?
Mutluluk bulunabilir mi?
Birinin arkadaşımız olduğunu nasıl anlarız?
Adalet nedir?
Felsefi sorulara minicik bir başlangıç.
Tema: Kim olduğumuz
Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: Hayal gücü, Gizem, Evren, Felsefe, Filozoflar, Olumlu düşünme, Düşünceler, Denge, Arkadaşlık, İLETİŞİM VE SOSYAL İLİŞKİLER, Kabul, Kendini tanıma, KENDİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ, Adalet, Büyümek, Cesaret, Zaman, Evimiz, Özellikler, Gözlem, Anda kalmak, Keşif, Duygu yönetimi, DUYGULARIMI TANIYORUM, Etkileşim
Tutum ve Değerler: Merak, Yaratıcılık, Bakış açısı, Değer bilme, Dostluk, Saygı, Sevgi
Profil Öğeleri: Sorgulayan, Düşünen, Dönüşümlü düşünen
10+ / 4-5-6. Sınıf
KİTAPTAN
Yuva dediğin, insanın içinin ısındığı yerdir ama bazen insanlar da bize yuva sıcaklığı verebilir. Phil ve Sophie düşünür: Yuva sadece sahip olunan bir şey midir, yoksa o “yuva hissi”ni yanımızda taşıyabilir miyiz; örneğin taşındığımızda? Biraz şanslıysak belki de dünyanın dört bir yanında kendimize ait köşeler edinebiliriz.
Yine de her şeyin başladığı o ilk yer, özel kalır...
NEREDE GERÇEKTEN EVİMDE GİBİYİM?
Phil ve Sophie kış için minik kirpilere sığınak yapmakla meşgulken, Phil birden sorar: “Duydun mu, Paul yakında şehrin ta öbür ucuna taşınıyormuş.”
“Gerçekten mi? O zaman başka bir okula gidecek, değil mi? Kendimi birdenbire bambaşka bir yerde bulmak ve her gün daha önce hiç tanışmadığım insanlarla karşılaşmak garip olurdu” der Sophie.
“Tabii, hâlâ buluşup bir şeyler yapabiliriz, çok da uzaklara gitmeyecek. Ama artık öylece yanına gidip futbol oynamak isteyip istemediğini soramayacağız. Garip, İngiltere'den buraya taşındığımızda nasıl hissettiğimi hatırlamıyorum bile. Sanırım insan küçükken her şey daha farklı oluyor” der Phil.
“Evet, belki de haklısın. Küçükken her şey zaten çok yeni oluyor. Yine de kendini gerçekten evinde hissettikten sonra başka bir yere taşınmak garipsenir herhalde” der Sophie, büyük bir dalı çalının arkasından çekmeye çalışır.
“Sonra birdenbire başka insanlar aynı evde yaşamaya başlar ve orayı ‘evleri' olarak görürler. Belki de bir gün başka bir çocuk Paul'un odasında yaşayacak ve oradan ‘kendi odası' olarak bahsedecek. Garip, değil mi? Ama insan belki de düşündüğümüzden daha hızlı alışır bu tür şeylere” der Sophie.
“Şu anda yeni bir eve alışmayı gerçekten hayal edemiyorum” der Phil emin bir şekilde. “Bir evi öylece değiştiremezsin. Yeni bir ev kurmak, sanki bir kazak örmek ya da bir masa yapmak gibi bir şey değil.” Phil, Sophie'nin dalı diğerlerinin yanına koymasına yardım ede