9786052656457
477683
https://www.kitap.nl/bosluklar.htm
Boşluklar
10.80
“Olmak istediğim kişiyle olduğum kişi arasındaki mutlak boşlukta boğuluyorum. Bunu anlayabilir misiniz?”
Bir tarafta geçmişin yüküyle yorgun argın yol alan Halil, Aysel ve Oğuz; bir tarafta bu kırık dökük hikâyenin mirasını kederle ama umutla geleceğe taşıyan Kenan, Füsun ve Neşe... Kalanlar, gidenler, evinin yolunu şaşıranlar, dolup boşalan meydanlar; tarihin tekerrürüne değil, adil bir tarihi yaratmanın gücüne inananlar... Caner Almaz, Yaşamaklar (2021) ve Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödu¨lu¨'ne layık göru¨len Duvarlar'ın (2024) ardından Boşluklar ile yakın tarihimize bir pencere aralayan üçlemeyi tamamlıyor: Aşk, dostluk, dayanışma, idealler ve ihanetle sınanan bir kuşağın buruk umudunu ağaçların altında yeniden yeşertenlerin hikâyesi, her şeyin bittiği yerde başlayan yepyeni bir geleceği işaret ediyor.
“Bir insanın kendi cinsine değil de bir hayvana, dağda ya da ovada, kendine nerede bir alan, bir nefes bulmuşsa orada yeşermiş çiçeğe, bir ağaca nasıl davrandığı, onun hakkında her şeyi anlatır Halil, demişti. Hayvanına eziyet eden bir gu¨n birini de öldu¨rebilir, demişti; suçsuz gu¨nahsız kendi hâlinde yaşayan bir ağaca, bir ota, bir çiçeğe kasteden de çok tehlikelidir. Niye? Çu¨nku¨ ne cana değer veriyordur ne de bir başka yaşama. Hareket etmiyor diye, konuşmuyor diye onun senden benden ne farkı var? Sen de bir can taşıyorsun o da. Acı çektiğini görmu¨yorsun diye bir ağacı kesemezsin, köku¨nden sökemezsin, demişti... Lafın kısası kızım, her yerde böyle insanlar var.”
“Olmak istediğim kişiyle olduğum kişi arasındaki mutlak boşlukta boğuluyorum. Bunu anlayabilir misiniz?”
Bir tarafta geçmişin yüküyle yorgun argın yol alan Halil, Aysel ve Oğuz; bir tarafta bu kırık dökük hikâyenin mirasını kederle ama umutla geleceğe taşıyan Kenan, Füsun ve Neşe... Kalanlar, gidenler, evinin yolunu şaşıranlar, dolup boşalan meydanlar; tarihin tekerrürüne değil, adil bir tarihi yaratmanın gücüne inananlar... Caner Almaz, Yaşamaklar (2021) ve Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödu¨lu¨'ne layık göru¨len Duvarlar'ın (2024) ardından Boşluklar ile yakın tarihimize bir pencere aralayan üçlemeyi tamamlıyor: Aşk, dostluk, dayanışma, idealler ve ihanetle sınanan bir kuşağın buruk umudunu ağaçların altında yeniden yeşertenlerin hikâyesi, her şeyin bittiği yerde başlayan yepyeni bir geleceği işaret ediyor.
“Bir insanın kendi cinsine değil de bir hayvana, dağda ya da ovada, kendine nerede bir alan, bir nefes bulmuşsa orada yeşermiş çiçeğe, bir ağaca nasıl davrandığı, onun hakkında her şeyi anlatır Halil, demişti. Hayvanına eziyet eden bir gu¨n birini de öldu¨rebilir, demişti; suçsuz gu¨nahsız kendi hâlinde yaşayan bir ağaca, bir ota, bir çiçeğe kasteden de çok tehlikelidir. Niye? Çu¨nku¨ ne cana değer veriyordur ne de bir başka yaşama. Hareket etmiyor diye, konuşmuyor diye onun senden benden ne farkı var? Sen de bir can taşıyorsun o da. Acı çektiğini görmu¨yorsun diye bir ağacı kesemezsin, köku¨nden sökemezsin, demişti... Lafın kısası kızım, her yerde böyle insanlar var.”